Türk siyasetinin gündemini sarsan bir olayda, CHP’li milletvekili Özgür Özel’e yapılan fiziksel saldırının ardından dikkatler saldırganın geçmişine çevrildi. Saldırının ardından, 24 yıl önce gasp mağduru olan bir kişinin açıklamaları, olayın çok daha derin bir hikaye taşıdığını gösteriyor. Olay, hem kişisel güvenlik meselelerini hem de geçmişte yaşanan suçların günümüze uzanan etkilerini gözler önüne seriyor.
24 yıl önce bir gasp olayında kurban olan bir kişi, o dönemde yaşadığı korkunç anları anlattı. Gaspçının kendisine "boğazını keserim" diyerek tehdit ettiğini ve bu sözlerin hala kulaklarında yankılandığını ifade etti. Olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen yaşananların zihninde taze olduğunu belirten mağdur, günümüzdeki Özgür Özel’e yönelik saldırının kendisine bir kez daha geçmişteki travmalarını hatırlattığını söyledi. "O an yaşadıklarım aklımdan çıkmıyor, kendimi hep güvende hissetmiyorum," diyen mağdur, saldırganın aynı kişi olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Özel’e yönelik saldırının gerçekleştiği atmosfer, böylesi geçmişteki olayların asla unutulmaması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. İnsanın hayatında yaşadığı korku ve stres dolu anların, birçok seneden sonra bile nasıl etkisini sürdürebileceği bu şekilde somut bir örnekle gündeme gelmiş oldu. Gasp sonrası yaşadıkları ile ilgili, toplumda daha fazla insanın bu tür olaylara dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan kurban, "Hukuk ve adalet yerini bulmadığı müddetçe, insanlar her zaman kendilerini güvende hissedemeyecek," dedi.
Özgür Özel’e yönelik saldırganın arka planının gündeme gelmesi, yalnızca şiddet olayları değil, aynı zamanda toplumsal güvenlik anlayışının da sorgulanmasına neden oldu. Herkesin huzur içinde yaşadığı bir toplumda, kadın-erkek tüm bireylerin kendilerini güvenli hissetmesi esastır. Bu tür olaylar, toplumda yalnızca bir bireyin yaşamını tehdit etmekle kalmıyor; aynı zamanda toplumsal barışın ve huzurun da zedelenmesine yol açıyor. Yaşanan olay, bireylerin savunmasız olduğu durumlarda nasıl harekete geçtiklerinin ve bu durumların öncelikle birer hukuk meselesi olarak ele alınması gerektiğinin altını çiziyor.
Konu hakkında yapılan değerlendirmelerde, toplumdaki şiddet eğilimlerinin ve suç oranlarının düşürülmesi için yapılması gerekenler on bir kez daha gündeme geldi. Uzmanlar, bu tür olayların engellenebilmesi için öncelikle bireylerin psikolojik destek hizmetlerine erişimlerinin kolaylaştırılması gerektiğini belirttiler. “Toplumun her kesiminde bu tür davranışların normalleşmesini engellemek için eğitim ve farkındalık artırma çalışmalarının zaman kaybetmeden hayata geçirilmesi lazım,” diye belirten uzmanlar, hukukun etkin bir şekilde işletilmesinin önemine de dikkat çekti.
Sonuç olarak, Özgür Özel’e yapılan saldırı ve geçmişteki gasp olayının esrarengiz bağlantısı, yalnızca bir politika meselesi değil; bununla birlikte bireylerin ve toplumun içinde bulunduğu derin yaraları da gözler önüne sermektedir. Bu çerçevede, toplumsal güvenliği sağlamak için birliktelik ve dayanışma ruhuyla hareket etmek, bir zorunluluk haline gelmiştir. Unutulmaması gereken tek şey, herkesin kendini güvende hissetme hakkının olduğu ve bunun için atılacak her adımın son derece kıymetli olduğudur.